ŞERİAT GELDİ…

Bir kaç yıl öncesinde, biri çıkıp dese ki: “Gün gelecek, Türkiye’de ve dahi Almanya’da, İtalya’da, İngiltere’de, İspanya,tüm Avrupa, Amerika ve dahi tüm Dünyada Şeriat-i İslamiye hakim olacak. Yani devlet eliyle ve zorla, Allah’ın emrettikleri yapılacak, nehyettiklerinden uzak durulacak.” Kim inardı… Kim bu densiz(!) e haddini bildirmezdi….

Ki şeriat, sosyal ve günlük hayatta, beşeri münasebetlerde ölçülü olmayı, dine uygun yaşamayı emreder. Şeriat ve İslam, Allah ile kul arasındaki (ibadet ve itikata müdahale etmez, bu konuda zorlama yapmaz) ilişkiye değil, toplum hayatının işleyişine Allahın emir ve yasaklarıyla, tavsiye ve teşvikleriyle çekidüzen verir. Her bir yasak ve öneri, içinde büyük hikmetler barındırır ki, musibet isabet ettikçe, bilim ilerleyip tekamül ettikçe insanoğlu bu hikmetlere ram olur.

Şeriat, mevcut devlet idare ve yönetim anlayışlarının dışında, farklı ve ideal bir sosyo-ekonomik sistem, hayatın her ayrıntısına ait adaletli bir reçete sunan bir yönetim modeli arzetmektedir. Çünkü hüküm Allahın hükmüdür. Ceza ve ödül onun takdiriyle belirlenmiş, en özel ifadesiyle “kul hakkı” Allahın kendi hakkının önünde tutulmuştur. Yani Şeriatın, emirleri hususi, uygulaması umumi ve kat’i dir.

Bu kısa ön bilgiden sonra özellikle bir yıl öncesinden başlayan ve devletlerin (hükümetlerin) uyulmamasını cezai müeyyidelere bağladığı ilahi emirlerin bir kısmını sıralayalım…

* “Temizlik imandandır”. Günde en az beş kez el ve yüzünüzü yıkayın. Ağız ve burnunuzu çalkalayın. Sık sık bütün bedeninizi yıkayın.( ayakları yıkasa, başını meshetse muhkem abdestli olacak)

* “Örtünme ve tesettüre riayet edin”. Ağız ve burun başta olmak üzere el ve tüm teninizi virüsün bulaşımından izole edin. Maske takın.

* “Mahremiyete önem verin; kadınlarla erkeklerin tokalaşıp sarılması uygun değildir” Sosyal mesafeye dikkat edin, kişisel temastan, tokalaşma ve sarılmalardan uzak durun.

* “Aşırılıktan ve azgınlıktan uzak durun” Düğün salonları da dahil olmak üzere tüm eğlence mekanları, bar pavyon ve benzeri tesisler kapalı tutulacak.

* “Malayaniden, boş işlerden uzak durun.” Kahvehane, kafe, kumarhane ve benzeri yerler kapatılacak.

* “Küllüküm rağin ve küllüküm mesulun ğan raiyetihi – Hepiniz çobansınız sürünüzden mesulsünüz. Özellikle ve öncelikle 65 yaş üstü dede ve nineler ile 20 yaş altı torunlar olmak üzere, tüm vatandaşlar, günün ve haftanın belirli saatlerinde evden çıkamayacak ( Bu süreçte kuşakların bilgi, tecrübe, kültür, ahlak ve iman aktarımı mümkün olacak. Anne ve babalar ailesiyle çocuklarının terbiye ve kişisel gelişimiyle yakından ilgilenme fırsatı bulacak)

* “Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü, çokça hatırlayınız!” ayeti mucibince yaşayın. Görkemli cenaze törenleri, alkışlı uğurlamalar olmayacak. Sade bir merasimle ve en yakın akrabaların sınırlı sayıda olanlarıyla cenazeler yolculanacak ( ölüm hak ve aniden yapışır adamın yakasına. Bu gidişlere hazır ol, önce kul hakkını temizle sonra da imanını… )

Bolca şükür etmek var, tek bir nefesin kıymetini, dünya zevk ve niğmetlerinin şükrünü bilmek te var bu yasak ve önerilerin içinde…

Daha birçok teferruat şeriata uygun hale geldi, pek çoğumuzun istemediği halde. Lakin ne itiraz eden var ne edebilen çünkü ucunda vahim ve dehşetli ölüm var. Ve bunun korkusu…

Şeriata yani İslamın ahkamına uygun bir hayatın kamu düzeni açısından elzem olduğunu farketmekte dünya..

İblis, kendi ekibiyle birlikte yeni dünya düzenini kurmaya çalışırken, Allahın küllü iradesini ve yüce planını gözardı ediyor belli ki…

Tüm bu güzel hallerin alışkanlıklarımıza dönüşmesi duasıyla, terbiye ve imtihanlarımızın başarılı geçmesi temennisiyle, O’nun tecelli ve kaderine sığınıyorum.

Bela ve musibetlerine hamd, niğmet ve ikramlarına şükrediyorum…

Cümle dünyada, şeriat-ı İslamiyeyi daim kılacağı ümidiyle nefsimizi ve cismimizi ona emanet ediyorum…

Yusuf Şevki YÜCEL

(Ondokuzaralıkikibinyirmi)

içine gönderilmiş